Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki,Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştirdi.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin ise, milli bir konuda devletin yanında yer aldıklarını belirterek, "Kadınlara sistematik bir şekilde tecavüz uygulayan IŞİD ve El Kaide'yle iş tutmakla itham etti devletimizi; bu bir. İki; 'Bugün Filistin'de İsrail'i eleştirenler, Rojava'da aynı şeyi yapıyorlar' dedi. Yani devletimizi soykırımla, katliamcılıkla suçladı. Bu dili şiddetle reddediyorum, bu dili kabul etmiyorum. Siz hangi devletten bahsediyorsunuz arkadaşlar? Irak'ta Halepçe katliamından kaçan masum insanlara kucak açan Türkiye devletinden mi bahsediyorsunuz" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, 15 Temmuz'da Meclisi kimin bombaladığını sorarak, "Kimin uçakları bombaladı? Akıncılar Üssü'nde siz kimi aldınız götürdünüz? Bu ordudan kaç bin asker FETÖ'cü, darbeci diye atıldı? Silopi'ye ilk giren kişiyim ben; ben, Sebahat Tuncel ve bir heyetle beraber. Çok merak eden AK Partili, Gelecek Partili ya da başka partili varsa buyursun gelsin, o duvarlarda çektiğim resimler duruyor. Oradaki JÖH'ün, PÖH'ün kadınların yatak odalarına, duvarlarına nasıl cinsiyetçi küfürler yazdığını biz biliyoruz" şeklinde konuştu.
Bunun üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Birleşmiş Milletler raporlarında 2020 yılında bin 300 çocuğun, 2022 yılında ise bin 200 çocuğun PKK ve YPG tarafından kaçırılarak dağlara götürüldüğünün teyit edildiğini söyleyerek, "Antonio Guterres'in açıklamaları var bu konuda. PKK'nın ve YPG'nin çocuklara yapmış olduğu bu kötülük dünyada raporlara girmiş durumda, önce bunun altını çizmek istiyorum. Bölgeye bir tek onlar gitmedi; 2015'ten itibaren pek çok arkadaşımız gitti, ben de bölgeye gittim. Üzerinde kurşun deliği olmayan bina yoktu. O günlerde ilk defa aslında bir parti olarak Meclise geldikleri hâlde kendilerine verilen talimat üzerine demokrasiyi değil, şiddeti tercih edenler gittiler bunu yaptılar. Ve çok tabii olarak Türk ordusu, askerleri o bölgeye gittiler ve teröristlerden temizlediler. Şimdi yapılan konuşmalarda şöyle ifadeler görüyorum: Küçük, emperyalist olmakla suçluyor Türkiye Cumhuriyeti'ni. Bu ne cürettir, bu nasıl memleketinden nefret etme hâlidir? Türkiye Cumhuriyeti siz fark etseniz de fark etmeseniz de bölgede içinde Kürtlerin de olduğu o bölgenin insanının, kendi yerleşik insanının özgürlüğü için uğraşıyor" diye konuştu.
İyi Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise, "DEM Parti Grubu'nun ısrarlı bir şekilde Türk ordusunu 'işgalci' olarak tanımlamasını şiddetle reddediyorum. DEM Parti'nin az önce değerli dostum Sayın Şahin'in ifade ettiği gibi Türk ordusuna 'şanlı' denmesine, 'Türk ordusu' denmesine tepki göstermenizi, reaksiyon göstermenizi şiddetle reddediyorum ve kınıyorum. Az önce diyorsunuz ki 'Sizin yaptığınız Kürt düşmanlığı'. Biz Suriye'deki Kürtleri Suriye vatandaşı olarak seviyoruz, Türkiye'deki Kürtleri Türk vatandaşı olarak bağrımıza basıyoruz ve baş tacı ediyoruz. Siz ısrarlı bir şekilde aranıza o lanet olası terör örgütüyle mesafe koyamıyorsunuz. Bir kere olsun şu kürsüden, şu Meclisin çatısı altından terör örgütü PKK'yı kınayamıyorsunuz, aranıza mesafe koyamıyorsunuz. Bir kere daha söyleyeceğim: Şu anda dünden beri Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin ve YPG'nin olduğu bölgede Amerikalılar büyük ölçüde yığınak yapıyorlar, her yerde Amerikan bayrağı var. Türk bayrağına itiraz eden sizler, bir kere olsun o emperyalist bayraklara 'hayır' dediniz mi, itiraz ettiniz mi? Biz samimi, iyi niyetli, toprak bütünlüğüne bağlı bütün Kürtleri, bütün Kürt kardeşlerimizi sizden çok daha fazla seviyoruz" ifadelerini kullandı.
Mhp Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak ordunun işgalci olarak tanımlanmasına asla ve kata müsaade etmeyeceklerini belirterek, "Az önce Gülüstan Hanım, 'Kürtler Türklere karşı bir kin beslememektedir, düşmanlık beslememektedir' dedi. Türkler de Kürt kardeşlerimize karşı bir düşmanlık beslememektedir. Bunun altını her zaman çizdik. Şimdi, bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bizim itirazımız başta PKK olmak üzere terör örgütlerinedir. Bizim her zaman eleştirdiğimiz terör örgütleridir. Asla ve kata Kürt kardeşlerimize karşı bizim bir düşmanlığımız söz konusu değildir. Az önce Özlem Hanım rakamlarla gayet güzel ifade etti. Terör örgütünün çocuklarımıza, gençlerimize, kadınlarımıza verdiği zararı biliyoruz ve bizim tepkimiz de işte verilen bu zararlara yöneliktir. Bunun da altını çiziyorum. Türkiye Cumhuriyeti, Suriye'nin birliği, bütünlüğü ve huzuru için gayret etmekte. Asla ve kata ordumuzun orada işgalci olarak tanımlanmasına karşı çıkıyoruz, bunu kabul etmiyoruz. Tekrar tekrar söylüyorum: Orada Türkiye olarak din, mezhep, millet ayrımı yapmadan Suriye'nin bir devlet olabilmesi, güçlü bir devlet olabilmesi, birliğini, bütünlüğünü sağlayabilmesi için gayret sarf ediyoruz" şeklinde konuştu.
GÜNDEM
22 saat önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
12 gün önceGÜNDEM
17 gün önce