DOLAR 36,1095 0%
EURO 37,8072 0.65%
ALTIN 3.385,370,54
BITCOIN 3457550-1.78608%
İstanbul

AÇIK

06:13

SABAHA KALAN SÜRE

6 Şubat Depremi: Emine Öznur Gündoğdu’dan Daha Dirençli Kentler İçin Çağrı

6 Şubat Depremi: Emine Öznur Gündoğdu’dan Daha Dirençli Kentler İçin Çağrı

6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük depremler, Türkiye'nin tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olarak hafızalarımıza kazındı. Binlerce can kaybı ve büyük maddi hasarın ardından, Emine Öznur Gündoğdu, afetlere karşı daha dirençli ve güvenli kentler inşa edilmesi gerektiğini vurguluyor. E. Öznur Gündoğdu, afet riski yüksek bölgelerdeki yapılaşma ve kent planlaması süreçlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

ABONE OL
6 Şubat 2025 11:24
6 Şubat Depremi: Emine Öznur Gündoğdu’dan Daha Dirençli Kentler İçin Çağrı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

6 Şubat Depremi: Geçmişten Ders Alarak Daha Dirençli Kentler İnşa Etmek

Bir yıl önce, 6 Şubat 2023’te, milyonlarca insan için zaman adeta durdu. Gece yarısı yaşanan depremler, binlerce yapıyı saniyeler içinde yerle bir ederken, geride tarifsiz acılar, kayıplar ve derin bir yas bıraktı. Enkaz altından yükselen yardım çağrıları, yaşanan çaresizlik ve dayanışma ruhu, hafızalarımızda silinmeyecek izler bıraktı.

6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye, tarihinin en büyük felaketlerinden birine tanıklık etmiştir. Kahramanmaraş merkezli depremler, Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Adana ve çevre illerde büyük yıkıma neden olmuş, binlerce bina saniyeler içinde yerle bir olmuştur. Depremin hemen ardından yaşanan insani kayıplar ve maddi hasar, afet risk yönetimi ve kentleşme politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur.

Afetlerin yol açtığı yıkımın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik boyutları da göz önünde bulundurulmalıdır. Afet sonrası süreçte yaşanan koordinasyon eksiklikleri, müdahale mekanizmalarının iyileştirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Ancak, afet yönetimi yalnızca kriz anında alınan tedbirlerle sınırlı kalmamalı; uzun vadeli, bilimsel temellere dayalı önleyici politikalar geliştirilmelidir.

Bu bağlamda, afet riski yüksek bölgelerde yapılaşma ve kent planlaması süreçlerine daha fazla önem verilmesi gerekmektedir. Sadece binaların depreme dayanıklı inşa edilmesi yeterli değildir; aynı zamanda kentlerin altyapı sistemleri, afet sonrası yaşam alanları ve toplumun genel dayanıklılığı da dikkate alınmalıdır. Afet riskinin azaltılması, bütüncül bir yaklaşım gerektirir ve bu süreçte mühendislik, mimarlık, şehir planlama ve afet yönetimi disiplinlerinin bir arada çalışması zorunludur.

Deprem öncesi ve sonrası süreçlerin etkin bir şekilde yönetilebilmesi için toplumun bilinçlendirilmesi, risk farkındalığının artırılması ve tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Bilimsel araştırmalar ışığında geliştirilecek politika ve uygulamalar, benzer felaketlerin etkisini en aza indirmeye yönelik stratejiler sunabilir.

Bu doğrultuda, yaşanan felaketlerden ders çıkararak, daha güvenli ve dirençli kentler inşa etmek bir zorunluluktur. Afet yönetimi ve risk azaltma politikalarının, yalnızca kriz anında değil, sürdürülebilir bir planlama anlayışıyla ele alınması gerekmektedir.

Sonuç olarak, 6 Şubat 2023’te yaşanan depremler, afetlere karşı hazırlıklı olmanın ve bilimsel veriler ışığında kararlar almanın hayati önemini bir kez daha göstermiştir. Geçmişin acı tecrübelerinden ders alarak, gelecekte benzer felaketlerin etkisini en aza indirecek stratejik adımlar atılmalı ve toplumsal dayanıklılık güçlendirilmelidir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP